KAMLAR: Ezeli ve Ebedi Kahramanlar

KAMLAR: Ezeli ve Ebedi Kahramanlar

Ezeli ve ebedi bir savaşın gizli kahramanları, 

Sirius'tan MU'ya ve günümüze AŞK'ı yayanlar. 

Dünya insanlarına Tanrı'yı anlatanlar, 

Dünyanın dört bir yanında on binlerce yıldır,

Tanrı'ya verdikleri söze sadık kalanlar. 

Kamlara olan saygı ve sevginin kaynağında, 

Binlerce yıla ve dünyanın her bir köşesine vurdukları tamgalar var.

Dünyanın 20.000 Kam ve ailesine, dünyadaki tüm yaşamı korumak, Tanrı’nın verdiği görevi yerine getirmek adına verdikleri kadim savaşta yaptıkları fedakarlıklar için,

Teşekkür borçluyuz.

Kamlar : Binlerce Yıllık Yaşam Deneyimleri

Kamlar, binlerce yılın yaşam deneyimlerini taşıyan varlıklardır. Her biri, güçlü ve zayıf yanlarıyla geçmişlerinin yükünü omuzlarında taşır. Biz insanlar, yaşımız kadar deneyimi hatırlayabilirken, Kamlar binlerce yılın derinliklerine inen anılara sahiptirler. Onlar, yaşamın coşkusunu ve sevgisini yaşarken, aynı zamanda ihanetlerin acı hatıralarını da taşırlar. Çok güvendikleri üstatların bile ihanetine uğramış olmaları, onların kimseye güvenmemelerinin, hayatı bir sır gibi yaşamalarının ve kale gibi sağlam durmalarının nedenidir. Binlerce yılın yaşam deneyiminin yanında yüklendikleri Tanrısal görevleri ile birlikte; onurla taşıdıkları bir misyon, adanmışlıkla yaşadıkları, sevgiyle beslenip savaşlarla yaralandıkları kocaman bir yaşam sürerler… Daha ilginç olan ise, gerçek yaşamlarını, ailelerini ve dünyalarını hatırlayarak kaplerinin en derinlerinde kocaman özlemlerini taşırlar.

Sirius’tan izler aradığınızda dünyanın her köşesinde mutlaka bir iz bulursunuz. Mitolojilerde, destanlarda, tapınaklarda, kurganlarda, mağaralarda, kayalarda, balballarda… Herbir köşede Sirius’a yönelmiş bakışlar vardır. Dünyanın farklı yerlerinde atalarının Sirius’tan geldiğine ve tekrar oraya döneceklerine dair söylenceler dolanır. Bilmedikleri bir dünyaya doğan ve oradan bilmedikleri bir dünyaya görevli gelen kadim atalarımız çağlar boyu Sirius’a dönüşü özlemle beklemişlerdir. Kuşaktan kuşağa aktarılan bu bekleyiş, Sirius’a olan özlemi nesiller boyunca canlı tuttu.

Kamlar, yalnızca geçmişin bilgi birikimini değil, aynı zamanda sevginin ve adaletin özünü de taşır. Savaşlarının arka planında, kalplerindeki derin sevgi ve özlem yatmaktadır. Her biri, kadim bir görevi yerine getirmenin gururunu taşırken, insanlık için birer ışık kaynağıdırlar. Onlar, geçmişin acı ve tatlı anılarını taşırken, geleceğe dair umutlarını ve özlemlerini de kalplerinde saklarlar.

KAMLAR: Kadim Bilgelik ve Ruhsal Rehberlik

Sirius Genini Taşıyanlar

Kamlar, fiziksel olarak 70.000 yıldır bu dünyada varlıklarını sürdüren kadim bir ırkın temsilcileridir. Bu kadim ırk, Sirius geni taşıyan ve dünya insanlarını genetik olarak kodlayan ve medeniyete taşıyan Tanrı’nın görevlendirdiği pozitif tarafı temsil eder. Kamlar, evrenin derin sırlarına ve kadim bilgilere erişim sağlayan Sirius geni açık doğarlar. Her doğduklarında Sirius geninin özelliklerinden olan 21 kapının tümü açık bir şekilde dünyaya gelirler. Bu kapılar, onlara farklı ruhsal yetiler sağlar.

Kamların kimliği, sadece bireysel deneyimlerden ibaret değildir. Kamlar, her yeniden varoluşlarında önceki yaşamlarını hatırlayarak gelirler. Bu yalnızca dünyevi yaşamlarına dair değil, aynı zamanda diğer dünyadaki yaşamlarına dair deneyimleri de içerir. Onlar, zaman ve mekânın ötesinde, evrensel bilgelik ve deneyimle yoğrulmuş bir kimliğe sahiptirler. Onlar, Türk kültüründeki Atalar Kültünün temsilcileri olarak, eterik atalarla olan iletişimi sağlarlar. Bu iletişim, Kamların ruhsal güçlerinin ve bilgeliğinin temelini oluşturur. Eterik aileleri, Kamlara yaşamları boyunca rehberlik etmenin yanında Tanrı’nın emirlerini de iletirler. Kamlar, bu eterik atalarından aktarılan bilgileri, geçmişin bilgeliğini ve geleceğin potansiyelini bir araya getirerek, hem kendileri hem de bulundukları toplum için bir denge unsuru haline gelirler. Onların kimliği tüm insanlığa ışık tutmak olan bir görevdir.

Dünyadaki savaşların pozitif tarafını temsil eden ırkın temsilcileri olan Kamlar, barış ve uyum için mücadele ederler. Onlar, varlıklarının her anında, sevgi, adalet ve hakikatin izini sürerler. Kamların rolü, dünyadaki dengeyi ve düzeni korumaktır. Bu, onların geçmişten günümüze taşıdıkları bilgeliği ve deneyimi yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda insanlığın geleceği için de bir umut ve ışık kaynağı olurlar.

Eterik atalar ile olan bağlantı, Kamlara ruhsal yetenekler ve derin anlayışlar kazandırır. Bu bağlantı sayesinde, Kamlar doğanın ruhlarıyla ve evrensel enerjilerle bütünleşirler. Onların bilgelikleri, rüzgârın, toprağın ve suyun dilini konuşan bir yaşam felsefesi oluşturur. Her biri, doğanın dilini anlar, onunla uyum içinde yaşar ve bu uyumu topluma taşır.

KAMLAR: Tanrı’ya Adanmış Yaşamlar...

Kamların kendine has bilgelik ve güç dolu karakteri; Zamana meydan okuyan, Karanlık bir nehir gibi derin, Yıpranmış bir elmas kadar sert, Yağmur sonrası toprak gibi yoğun, Kaya gibi sağlam diye tanımlanabilir.

Kamların kişiliği karmaşık ve derindir ve onunla etkileşimde bulunmak, derin bir anlayış ve sabır gerektirir. Adaletsizliklere ve yüzeyselliğe karşı tahammülü azdır. Çevresindeki insanlardan yalnızca güçlü ve hak edenler onun hayatında yer alabilir.

Kamların içsel bilgeliği ve deneyimleri yüzeysel değil, derin ve anlamlı bir yaşam anlayışını yansıtır. Kamların sunduğu bilgelik ve deneyimi yalnızca cesur ve kararlı insanlar anlayabilir ve ondan faydalanabilir. Onunla etkileşim kurmak, yüzeysel olanın ötesine geçmeyi ve cesaret gerektiren bir yolculuğa çıkmayı gerektirir.

Kamlar içlerinde umutlardan çok kuşkular, hoşgörünün yerine öfke taşır; bu öfke, adaletsizliğe ve hakikate aykırı olanlara yöneliktir. Nedensiz dostluklar beslemez; onun gönlünde sevgi, sadece hak edenin hakkıdır.

Kamların karakteri, onun doğaya olan derin bağında gizlidir. Sert görünümü, adaletsizliğe karşı olan duruşunu yansıtır; öfkesi, hakikati çiğneyenlere karşıdır. Ancak bu öfke, aynı zamanda derin bir tutku ve adalet arayışı taşır. Onun için adalet, sadece toplumsal bir kavram değil; aynı zamanda ruhsal bir yükümlülüktür. Her sözü ve hareketi, evrenin büyük düzenine uygun olarak şekillenir. Kamlar nedensiz dostluklar, anlamsız sevgiler beslemez. Onun gönlünde sevgi, ancak hak edenin hakkıdır. Sevgi, hak edilmeden sunulmayacak kadar değerlidir ve hakikat kaybedilirse asla geri getirilemeyecek kadar kutsaldır.

Onlar yaşamın içinde sıradan insanlar gibidir. Kendi kimliklerini anlatan, tanıtan, yeteneklerini ve yetilerini pazarlayan insanlar değildirler, tam aksine böyle ortamlardan uzak durular. Her sözleri ve hareketleri Tanrı’nın büyük düzenine uygundur. Kamlar, doğanın dilini konuşur, rüzgârı, toprağı ve suyu hisseder.

Ve yaşamları Tanrı’ya adanmıştır.

Kam Bilgeliği ve Tarihi

Kamların tarihi, Türklerin kadim inançları ve kültürel mirasıyla derinlemesine bağlantılıdır. Mu kıtasından başlayıp, Orta Asya’nın geniş bozkırlarına yayılan Kamlık geleneği, binlerce yıl boyunca toplumların ruhani ve sosyal düzenini sağlamış, bilgelik ve rehberlik sunmuştur.

İlk Kamlar, Sirius’tan gelen kadim ırkın ilkleri arasından seçilen çocuklardı. Bu çocuklar, eterik ırkın ilkleri yani eterik atalardan özel eğitim almış ve genlerine kadim bilgiler kodlanmıştır. Daha sonra ilk Kamlar Bilgelik Okullarını kurarak sonrasında gelen tüm Kamların eğitiminde önemli bir rol oynamıştır. Ve ilk Kamlardan itibaren bu bilgiler günümüze kadar genetik olarak gelmeye devam ettiler. Halen de babadan oğula geçen bir sistem içinde bu günlere gelmeye devam ediyorlar. Kısacası “başkasından öğrenilen öğretilerle Kam olunamaz.” Genetik olarak gelen bilgeliktir. Kam doğulur…

Kamlar, Mu Çocukları olarak Orta Asya ve başka kıtalara, Mu kıtasından ve Atlantis’ten koloni kurmak için ya da göç edenler ile birlikte çıktılar. Bu koloni ya da göç nedeni ile yola çıkanlar Tek Tanrı inancında olan, MU insanlarıydı. Kamlar koloniler halinde, Mu kıtasından farklı çağlarda dünyaya dağılmışlardır. Bir koloni de Asya içlerine gelmiştir. Burada Uygur medeniyetini kurduktan sonra uzun tarihsel süreç içerisinde yakın coğrafyalara dağılarak uygarlığı yaymışlardır.

Kamların İzinde

Kamlar, Gök Tanrı inancının bir parçası, kadim bir ırkın temsilcisi, binlerce yıllık bir bilgeliğin ve kültürel mirasın taşıyıcısı, binlerce yıllık kutsal emanetlerin sahipleri olarak geçmişe ve geleceğe ayna tutmaya devam ediyorlar.

Zamanın ötesinden gelen bu bilgeler, dünya döndükçe, yaşam sürdükçe ve göklerde Gökbörü parladıkça, daima insanlığa rehberlik edecek, ışıkları sonsuza dek parlayacaktır.

Karanlığın çökmeye çalıştığı bir dünyada, Anadolu'nun kalbinde yanan bir ateş var. Bu ateş, Tanrı’nın atalarımıza verdiği bize miras kalan kutsal bir görevdir. Dünya bizi çağırıyor. Atalarımızın izinde köklerimize dönelim, Dünyanın ışığını yükseltmenin zamanı. Tüm Kamların, Ataların, Ak saçlıların bize destek olacağından kuşkunuz olmasın.

Dünyanın kalbi Anadolu ve ışık her zaman Anadolu’dan yükselir.

Unutmayalım, biz sadece insan değiliz,

Sirius genine sahip, Işık İnsanları, Tanrı’nın Çocukları TÜRKLERİZ… 

Müge ARSLAN

Bu yazıyı bizi bize anlatan Kadim bir Kam Bilgesini yakinen tanıyan ve ondan çok şey öğrenen, birçok konuya canlı şahit olmuş biri olarak kaleme aldım.